Her şey hayatın ve ölümün, gerçeğin ve hayalin, geçmişin ve geleceğin, söylenebilen ve söylenemeyenin, alçağın ve yükseğin zıt olarak görülebileceği manevi bir noktanın varlığını göstermektedir.gerçekler bilincimizin çok derinlerinde deforme olup saklanır bizimde görevimiz onu oradan çıkartıp insanlara hissettirmektir. Varoluş, yokoluş ile iç içe geçmiş, cinsellik ve arzular politik düşünceler ile aynı kompozisyonu bütünlemiş, bireyi birey yapan, onu toplumun bir parçası dışında varoluşuna bir anlam ve gereklilik katan kısımdır en bilinmeyen yerlere doğru bakıyor gibi hissediyorsanız da aslında dün akşam gördüğünüz rüyadan yada bir çocukluk anınızdan farklı birşey yoktur önünüzde. Uçsuz bucaksız uçurumların yanan zürafalar ve takım elbiseli melon şapkalı bir tip ile eriyen saat, her gece beyninizin loblarına tek tek basan ince ve uzun bacaklı fil ile önünde sıçrayan dev adamdır. korkunun yokluk korkusu oluduğu ve insanın tek başına bulunduğu yerdir. kimse içine giremez, kimse dışına çıkamaz. içinizde bulunan sizi barındıran diğer evrendir. Dünya, çelik bir kafese dönüştüyse, yani insanları hapse tıkar gibi "sistemin yasaları" içine kapatan şeyleşmiş ve yabancılaşmış bir yapı halini aldıysa, gerçeküstücülük özgürlüğe kavuşmak için onun parmaklıklarını kırmamızı sağlayacak büyülü bir çekiçtir.
VİMEO :
vimeo.com/user13780246YOUTUBE :
www.youtube.com/user/anilyuunc…FACEBOOK :
www.facebook.com/anilyuncu1